Depresyon, kişinin ruhsal halini derinden etkileyen, sosyal ve mesleki alanlarda büyük sıkıntılar oluşturan en yaygın psikiyatrik hastalıklardan biridir. Depresyondaki birey, depresif duygudurum dediğimiz çökkün, mutsuz, ağlamaklı veya kederli duygudurum halindedir.
Bazı bireylerde bu durum kendini aşırı sinirlilik, kızgınlık veya çabuk öfkelenme şeklinde de gösterebilir. Kişide daha önceden yapmaktan zevk aldığı durumlara karşı (hobiler, sohbet etme, eğlenceli ortamlarda bulunma, cinsellik vs.) genel bir isteksizlik vardır. Pek çok etkinliğe karşı ilgi-istek kaybı mevcuttur. Bu durumla paralel olarak kendini yorgun, halsiz ve bitkin hisseder, tüm enerjisi alınmış gibidir. Vücudun çeşitli bölgelerinde (baş, boyun, kollar vs.) ağrılar, yanmalar, uyuşmalar görülebilir. Özel bir diyet uygulanmamasına rağmen kilo kaybı veya aşırı kilo almalar yaşanabilir.
Depresyondaki bireyin uyku düzeni de bozulmuştur; uykusuzluk, uykuya geç dalma ya da sık sık uyanmalar görülebilir. Kişi düşünce ve konsantrasyonunu toparlamakta zorlanır; söyleyeceği lafları, yapması gereken işleri ve eşyaların yerini hatırlamakta güçlük çeker. Kişide genel bir huzursuzluk ve sıkıntı hali mevcuttur, kendini değersiz, işe yaramaz hissetmekle birlikte kendisine veya çevreye karşı suçluluk fikirleri yoğundur. Tüm bu düşünceler kişiyi intihara kadar sürükleyen ölüm veya yaşamak istememe düşüncelerine sebep olabilir.
Yukarıda saydığım belirtiler hemen her gün, yaklaşık gün boyu sürüyorsa, kişinin toplumsal, sosyal ve mesleki yaşantısında sorunlar yaratıyorsa Major Depresyon dediğimiz psikiyatrik bir hastalık tablosunu düşündürür. Yapılan çalışmalar, toplumdaki her 100 kişiden 5-15’inin depresyonda olduğunu göstermektedir. Bu durum utanılacak ya da saklanacak bir durum değildir, tam tersine psikiyatri doktorları tarafından ciddi olarak tedavi edilmesi gereken önemli bir ruhsal hastalıktır. Yaşadığımız toplumdan kaynaklanan ya da bireyin çevresine özgü stres kaynakları depresyonun oluşmasında önemli sebeplerden biridir. Bununla birlikte bireyin kişilik özellikleri, genetik-ailesel kalıtımlar, hormonal ve biyokimyasal bozukluklar depresyon oluşumundaki diğer faktörlerdir.
Sonuç olarak toparlamak gerekirse, depresyon kişinin yaşam kalitesini azaltan, mesleki ve toplumsal işlevselliğini bozan ve toplumda sıkça görülen önemli bir psikiyatrik hatalıktır. Aynı zamanda tedaviye iyi yanıt veren ve tam olarak iyileşmenin olabileceği bir ruhsal rahatsızlıktır. Yazımın başında belirttiğim depresif şikâyetleriniz varsa; kendiniz, çevreniz ve geleceğiniz için en kısa zamanda psikiyatri doktoruna başvurmanız ruh sağlığınız açısından son derece önemlidir.