Açık ve parlak renkler, canlılık ve neşeyi çağrıştırırken, kapalı ve sönük renkler ise hüznü ve kederi çağrıştırır. İnsanlık tarih ve kültüründe bunun pek çok örneklerini görebiliriz. Açık ve canlı renkler deyince de ilk aklımıza gelen güneş, sadece gezegenimiz için değil, insan psikolojisi için de önemlidir.

Haberin detaylarına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Haber görseline buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

 

SONBAHARIN PSİKOLOJİMİZE ETKİSİ

Mevsim geçişleri ruh halimizi etkiler mi ?

Ruh halimiz, kişilik yapımız ve içinde bulunduğumuz sosyal çevreden etkilenir. Aynı zamanda biyolojik yapımızdaki değişiklikler de psikolojimiz üzerinde değişimlere yol açabilir. Beyin kimyamız ve hormonlarımızdaki değişime neden olan dış faktörlerin başında ise mevsimsel geçişler gelmektedir.

Psikolojimizdeki değişimlerin nedenleri nelerdir ?

Mevsimsel geçişlerin etkisi çoğunlukla gün ışığı miktarındaki farklılıklarla açıklanmaktadır. Bir gün içindeki güneşin doğması ve batması bile biyolojik saatimizi etkiler. Geceki hormonal seviyemiz ve vücut ısımız gündüze göre farklıdır. Özellikle gece sentezlenen melatonin hormonu uyku kalitemiz üzerinde etkilidir. Mevsimsel farklılıklarda, gün ışığına daha uzun veya daha az maruz kalmak melatonin veya serotonin gibi biyolojik unsurlar üzerinde daha fazla etkiye neden olur. Bu denli değişimler de ruh sağlığımız ve psikolojik yapımız üzerinde etki gösterir.

Gün ışığından daha az faydalandığımızda mutluluk ve keyif alma gibi pozitif ruh halimiz üzerinde etkili olan serotonin seviyelerinde azalma meydana gelir. Özellikle güneş ışığın az olduğu kuzey ülkelerindeki depresyon ve intihar artışlarının ana nedeni budur.

Ayrıca mevsimsel geçişler, bağışıklık sistemimizde değişiklikler oluşturur. Son yıllarda giderek artan oranda bağışıklık sisteminin ruh sağlığına etkisine dair çalışmalar yapılmaktadır. Sonbahar ve kış aylarında bağışıklık sistemindeki bozulmalar, mevsimsel depresyon başta olmak üzere ruhsal sıkıntılara neden olmaktadır.

Ortalama olarak her 3 insandan birini etkileyen bu değişimler hastalık oluşturur mu ?

Pek çok kişide, kış aylarında görülen her mutsuzluk ve keyifsizliğin mevsimsel depresyon olduğunu söyleyemeyiz.

Yaşam olayları veya biyolojik değişkenlere bağlı olarak insanların duygularında belli miktarda çökkünlükler olabilir. Her yüz kişiden 5 inde ise bu durum Mevsimsel depresyon denilen hastalık seviyesine ulaşır ve tedavi edilmesi gerekir.Bu hastalık bazı yönleriyle genel olarak bilinen Depresyondan farlılık gösterir.

Mevsimsel Depresyon ile Major Depresyon Farkı:

UYKU: Genelde depresyonda uykuya dalmakta güçlük, sık uyanma veya sabah erken uyanma görülürken mevsimsel depresyonda tersi olur. Kişi sabahları yataktan kalkmakta zorlanır. Toplam uykuda geçirilen süre artmıştır ve kişi ne kadar çok uyusa da kendini dinlenmiş hissetmez.

İŞTAH: Depresyonda hastaların genel bir isteksizliği olduğundan yeme istekleri de azalabilir. Veya hiçbir şeyden keyif almadıklarından, yiyeceklerden de zevk alamayıp uzaklaşabilirler. Bunun sonucunda kilo kaybı gözlenebilir. Fakat mevsimsel depresyonda özellikle karbonhidratlı yiyeceklere karşı iştah, çok fazla artar. Bu dönemde genellikle kilo alınır.

BEDENSEL YAKINMA: Depresyonda ruhsal olduğu kadar fiziksel çökkünlük hali görülmekle birlikte, mevsimsel depresyona enerji azlığı, halsizlik, bitkinlik daha sık eşlik eder. Kişi düşünsel olarak açıklayamadığı yorgunluk ve bitkinlik hali tanımlar. Bel, boyun – sırt bölgelerinde ağrı, sızı veya kramplar şeklinde bedensel yakınmalar görülebilir.

Mevisimsel Depresyon için Temel Kriterler:

  1. 1. En az iki hafta süren depresif dönem
  2. 2. Kişinin sosyal hayatında önemli derecede bozulma
  3. 3. İşlevsellikte belirgin azalma
  4. 4. Kişinin hayatında yaşadığı mevsimsel depresyon dönemleri, mevsimsel olmayan depresyon dönemlerinden daha fazla olmalı

Mevsimsel depresyon , Major depresyona göre daha hafif seyreder. Düşünsel olarak aşırı karamsarlık, mutsuzluk veya intihar fikirleri pek olmaz. Fakat bu durum hastalığın fark edilmemesine neden olup, ilerlemesine sebebiyet verebilir. Ayrıca mevsimsellik bipolar bozuklukta da sıkça görüldüğünden, mevsimsel depresyon ile ayırıcı tanısının yapılması gerekir.

Kimler Risk Altındadır ?

  1. Kadınlarda, erkeklere göre daha yüksek oranda mevsimsel depresyon görülür
  2. Ekvator bölgesinden kutuplara gidildikçe, yani güneş ışığından yararlanma oranı azaldıkça risk artar.
  3. Gençler yaşlılara göre daha riskli gurupta yer alır.
  4. Daha önce mevsimsel depresyon geçiren veya ailesinde bu rahatsızlığı olanlarda risk fazladır

Sonbahar sadece psikolojik yapımızı mı etkiliyor ?

Mevsimsel değişiklik sadece psikolojik yapımızda depresyon gibi rahatsızlıklara neden olmaz. Anjina pectoris tarzı kardiyovasküler rahatsızlıklarında mevsimsel geçişlerden etkilenebileceği gösterilmiştir.  Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, diyabet ve bazı eklem rahatsızlıklarının da mevsimsel değişkenlerle ilişkisine dair ipuçları vardır.

Mevsimler herkeste farklı etki mi yapar ?

Sonbahar ve kış aylarının her bireyde aynı etkiyi yapmayacağını söylememiz gerekir. Hatta bu aylarda daha olumlu ruh haline sahip olanların sayısı hiçte az değildir. Ama genellikle bu mevsimlerin ruhsal alanda durgunluk ve çökkünlük tarzında etkilerinin daha yaygın görüldüğünü söyleyebiliriz.

Kişilik yapımıza da etkisi var mıdır?

Mevsimlerin etkisi sadece yaşadığımız zamanla sınırlı değildir. Hangi mevsimde doğduğumuzun, kişilik yapımızı etkileyebileceğine dair çalışmalar da vardır. İlkbahar ve yaz mevsiminde doğanların, stresle baş etme kapasitelerinin daha yüksek olduğu, agresif ve öfkeli davranışlara yönelmeden sorunları daha iyi çözebildiğine dair raporlar yayınlanmaktadır.

Ayrıca fazla miktarda ve uzun süre yağmur alan bölgelerde yaşayanların daha çabuk öfkelendiğini bildiren çalışmalar vardır.

Ruh halimizde belirgin değişiklik yapabilmesi için gün içindeki değişimlerden ziyade aylar süren mevsimsel etkinin olması gerekiyor. Ama yine de gün içindeki hava değişimlerinin ruh halimiz üzerinde etkisi hiç yok değil.

Günlük hava ve sıcaklık değişimlerinin ruh hali üzerine etkisine bakıldığında biraz dezavantajlı olduğumuzu söyleyebiliriz. Şöyle ki: soğuk havaların, gri bulutların yarattığı olumsuz etki, sıcak ve güneşli havanın yarattığı olumlu etkiden daha fazladır. Bu konuya paralel yapılan mutlulukla ilgili çalışmalarda da benzer sonuçlar çıkmaktadır. Olumsuz bir olayın psikolojimiz üzerindeki negatif etki düzeyi (şiddeti ve süresi), olumlu bir olayın pozitif etki düzeyinden daha fazladır. Sonuç olarak İnsanın depresyona meyilli, kaotik bir canlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumun farkına varmak ve uyum mekanizmalarını çalıştırabilmek sağlıklı olabilmemizin püf noktasıdır.

Mevsimsel geçişlerinin sosyal boyutu da vardır. Özellikle yaz dönemindeki tatil ve sosyal faaliyetlerin artıp, iş yoğunluğunun azalması ruhsal olarak birey üzerinde esneklik ve rahatlık oluşturarak mutluluk için zemin oluşturur. Sonbahar ise bu mutlu geçen günlerin bir nevi kaybı gibi algılanabilir. Yoğun iş temposunun başlaması, sosyal faaliyetlerin azalması, çalışma ve rekabet ortamın içine düşen bireyde sorumluluk ve beklenti artışı stres yaratır. Uzun dönemli stres ise genellikle kişiyi deprese eder.

Pazartesi sendromu denilen, hafta sonu tatilinden iş başı yapmaya geçişteki stres bir haftalık bir döngüdür. Bu durumun bir yıl gibi daha uzun bir süreyi kapsadığında psikolojimiz üzerindeki oluşacak stresin daha fazla olacağını tahmin etmek zor değildir.

Mevsimsel geçişlerde oluşan ruh halindeki değişimler genellikle hafif düzeyde kalır. Sonbahar geçişinde durgunluk, isteksizlik, melankoli gibi ruhsal olarak çökkünlük belirtileri olabileceği gibi; canlılık, neşe ve hareket artışı gibi coşkunluk hali arasında dalgalanmalarda oluşabilir.

Mevsimsel geçiş, öncesinde psikiyatrik rahatsızlığı olanlar için daha çok risk yaratır. Özellikle Bipolar Bozukluk (manik-depresif hastalık) ve Depresyon hastalarının bir kısmı mevsimsel özellik gösterir. Yani yaşadığı ataklar belirli dönemlerde daha sık olur. Sonbahar ve ilkbahar gibi dönemler bu hastaların daha çok atak yaşadığı dönemlerdir. Bu nedenle, hastalık özellikleri arasında bu tarz mevsimsellik özelliği barındıran hastaların daha dikkatli olmaları; ilaç düzeyleri, kan tahlilleri ve psikiyatrik kontrollerini daha düzenli yaptırmaları gerekmektedir.

Daha sağlıklı ruh halimiz için neler önerilir ?

Sonbahara geçiş döneminde herkes için aynı önerileri önermek yanlış olur. Kişilik yapısı, sosyal çevresi, daha önce bu dönemlerden nasıl etkilendiği gibi bilgilere göre, kısaca bireye özgü öneriler daha doğu olur. Mevsimden bağımsız olarak, kişilerin genel ruh sağlığı için, uyku döngüsüne, diyet alışkanlığına dikkat etmesi, sportif faaliyetlerin içinde yer alması, sosyal ilişkilerini iyi tutabilmesi, hobi veya diğer yaratıcı ve üretici uğraşların içinde yer alması bu süreci daha sağlıklı geçirmesine yardımcı olur.

Mevsimsel öneriler için;

D Vitamini başta olmak üzere diğer vitamin ve mineral seviyelerinize dikkat edin. Eksiklik saptanırsa ilgili tedavinizi olun.

D vitamininin vücutta işlenebilmesi için gün ışığı gereklidir. Özellikle sabah saatlerinde güneşli havada 10 dk, bulutlu havada 30 dk’lık bir yürüyüş bile bunun için yeterli olacaktır. Gıdalarla doğal yoldan bu eksiği kapatmak için yağlı balıkları, yumurta, süt ve süt ürünlerini yemek düzeninize ekleyin.

Sonbahar ve kışa özgü faaliyetlere odaklanın. Diğer mevsimlerde yapamayacağınız bu faaliyetlerin keyfini çıkarın. Örnek: Sonbaharın getirdiği güzelliklerle birlikte fotoğrafçılık ve kış sporları

Kapalı alanlarda sosyal etkinlikler düzenleyin, ev ziyaret ve buluşmalarını arttırın.

Tiyatro ve sinema başta olmak üzere pek çok sanatsal aktivitelerin bu mevsimde arttığını hatırlayın.

Her insanın zaman zaman ufak çaplı ruhsal dalgalanmalar ve durgunluk dönemleri yaşayabileceğini, bunların doğal, hatta belli ölçülerde gerekli de olduğunu unutmayın.

Tüm bunlara rağmen ruhsal durumlarında daha ağır sorunlar yaşayanların psikiyatriste başvurmalarını öneririm.

Yrd. Doç. Dr. R. Emre Tan

Psikiyatrist